Film, dört ana bölümden oluşuyor. Sırasıyla, barlarda fahişeliğe zorlanan genç bir kadının; şeker kamışı tarlasının uluslararası bir Amerikan şirketine satıldığını öğrenen ihtiyar bir çiftçinin; emperyalizme karşı isyan bayrağı açan devrimci bir öğrencinin ve son olarak, başta silahlı mücadeleye karşı olsa da, devlet terörü karşısında gerilla harekete katılmayı seçen yoksul bir köylünün hikayelerine tanık oluyoruz. Tüm bu episodlar, Küba’yı temsil eden, şairane dış sesle birbirine bağlanıyor. Yer yer Sovyet propaganda filmlerinin, özellikle de Eisenstein’ın etkisinin hissedildiği filmin en büyük özelliği, devrime giden yolda kahramanlaşan isimlere hiç yer vermeden, tamamen sıradan insanların hikâyelerine odaklanması.